İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Her Renk Bir Hayattır

 “İdam Provaları”nın yazarı Kemal Orgun tiyatroyla Ümraniye Endüstri Meslek Lisesi’nde öğrenci olduğu yıllarda tanışmış. Tiyatrocu kimliğini benimsemesi ise 1992’de Mezopotamya Kültür Merkezi Tiyatro Birimi’nde çalışmaya başlamasından sonra gerçekleşiyor. Oyunculuk, mizansen ve oyun yazımı alanlarında faaliyet gösteriyor. 1999 yılında yazmaya başladığı “İdam Provaları” son biçimini 2000 yılında almış. Bu oyun dışında yazdığı kısa ve uzun başka oyunları var. Bunlardan bazıları şunlardır: “Mele Xalit” (Mele Halit) 1995, “Bayê Elegezê” (Elegez Rüzgarı) 1996, “Rê û Rêwi” (Yol ve Yolcu) 1997, “Mar/ Fîstanê Reş” (Yılan/ Kara Fistan) 1998, “Pepûk” (Guguk Kuşu) 1999, “Çar Diyalog” (Dört Diyalog) 2000. 
Özellikle kuruluş yıllarında, MKM’de oyun yazımının önemli ismi Hüseyin Kaytan’dır. Okurlar onu daha ziyade şiirleriyle tanıyor: Edebiyat birikimini tiyatroya taşımak istediğinde çeşitli oyun taslakları oluşturmuş ve bunlar kendisinin de içinde yer aldığı sahneleme çalışmalarında geliştirilmiştir. Erdal Ceviz’in yönetiminde Teatra Jiyana Nû’nun sahnelediği son oyun “Ta” Hüseyin Kaytan’ın yine “Ta” adlı kısa bir oyun çalışmasını temel almıştı. MKM tiyatroları genelde “kolektif” diyebileceğimiz bu tarz bir yaklaşımı tercih ediyorlar ve oyun metinleri son biçimlerini sahneleme sürecinde alıyor. Ve her yeni sahnelemede yeniden ele alınıyorlar. Bu şekilde sahnelemesi yapılmış, seyirci karşısına çıkarılmış pek çok oyun var: “Rojbaş” (Günaydın), “Komara Dinan Şermola” (Deliler Cumhuriyeti), “Ta” bunlardan bazıları. Henüz kitap formatında yayınlanmadıkları için, Türkiye’deki tiyatroseverlerin bu oyun metinlerini hakkında görüş oluşturmaları kolay değil. Belirtmek gerekir ki, Türkçe çevirilerinin de yapılması gerekiyor. Böylece, Kürt dilinde yapılan tiyatronun daha büyük bir okuyucu kitlesi ile buluşması mümkün hale gelecektir.

“İdam Provaları” somut sahneleme çalışmasıyla “feed-back” (geri besleme) ilişkisi içinde şekillenen bir metin değil. Bunun nedeni bir yanıyla basit: Kemal Orgun “İdam Provaları”nı sahneleme pratiğinden uzak kaldığı bir dönemde yazmış. Zaten kendisi kişisel oyun yazımına genelde sahneleme pratiğinden uzak kaldığı dönemlerde yöneldiğini belirtiyor. “İdam Provaları” sahneleme çalışması öncesinde bir çatı oluşturma üzere yazılmış bir oyun. Kemal Orgun sabit bir metin yazmadığını, sahneleme sürecinde değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu söylemekle birlikte, sanatsal üretim düzeyinde “mizansen tiyatrosu” anlayışının sahneleme öncesi çatısını kurmuş bir metinle karşılamasından belli bir gerilimin çıkacağını öngörmek zor değildir. Bu gerilimin verimli sonuca ulaşıp ulaşamayacağı ise ancak sahneleme sürecinde anlaşılabilir.

“İdam Provaları” aynı ülkede yaşayan halklardan birisinin başkaldırısıyla ortaya çıkan iç savaşın yol açtığı toplumsal kriz, yozlaşma ve acılan temel alan, güldürū ōgelerinin önde olduğu bir oyun. Egemenler toplumsal krizin ortaya çıkmasında birinci derecede rol oynayan sorunun (var olma ve eşitlik talebi) gerçekçi çözümünü reddeden görmezden gelerek ve yaklaşımlarını kamuoyuna dayatarak hareket ediyorlar. Art işlerin iyiden iyiye sarpa sardığı, krizin aşılamaz noktaya geldiği aşamada akıllanan gelen çözüm ise şu oluyor. Yıllardır savaştıkları hareketin liderinin yakalanması ve idam edilmesi: Söz konusu lider oyunda ismi cismi belli somut birisi değil. Oyunun sonuna kadar da bu yaklaşım korunuyor. 

Egemenler ön hazırlık amacıyla, “adil” bir yargılama sonucunda gerçekleştirecekleri idamın provalarını yapmaya karar veriyorlar. Provalar için sanığı oynamak üzere üç gönüllü aranıyor. Fakat provalarda eğer sanığı oynayayacak üç kişi suçlu görülürse gerçekten idam edilecekleri için gönüllü bulmak kolay değil. Bu nedenle gönüllüler arasından seçilecek üç kişinin aile ve yakın akraba çevresine hayat boyu geçim garantisi veriliyor. İdam edilseler bile gözleri arkada kalmayacak. Hayat boyu geçim garantisi sözü etkili oluyor ve bazı başvurular oluyor. Başvuranlar arasından fazla ekonomik yük getirmeyeceklerine, yani kalabalık bir yakın akraba çevresine sahip olmamalarına özen gösterilerek üç kişi seçiliyor. Prova niteliğindeki mahkemeler adalet ve gerçekliğin değil çözümsüzlüğü dayatan siyasetin hükmettiğini, yüksek bir kürsü tepesinde mahkemeyi yöneten cüce bir hakimin adil bir karar verme şansına sahip olmadığını gösteriyor. Kısacası, savunmanın görüşleri ne kadar ikna edici olursa olsun idam kararı kaçınılmaz oluyor. 

Devletler arası işbirliğiyle kurulan bir tuzak sonucu gerçek lider yakalanıp halk önüne çıkarıldığında traji-komik seyreden oyunda bir dönüm noktası yaşanıyor. Yakalanan basit olarak çözümsüzlüğün süregitmesi bedelini göze alarak idam edilecek bir kişi mi yoksa tarihsel bir fırsat mı? Oyunun varmak istediği sonuç su: “Her ren-gek, jiya-ne-ke!” (“Her renk bir hayattır!”) Renkler birbirini dışlamamalı ve hayatlara kastedilmemeli. 

Çima Yayıncılık “İdam Provaları”nı yayınlamakla Kürt dilinde yapılan tiyatronun varlığını kanıtlayan bir belge ortaya koyuyor. MKM’de kurulan tiyatro ortamı sayesinde üretilmiş ve yayınlanmayı bekleyen daha birçok oyun var. Kürt dilinde yazılmış oyunlar yayınlandıkça, giderek çeşitlenip karmaşıklaşan bu alanı ele almak üzere, hem edebiyat hem sahneleme açısından eleştirel çözümlemeyi kapsayan Kürtçe ve Türkçe bir literatürün oluşması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu noktada, özellikle Kürt diline hakim tiyatro eleştirmenlerinin yetişmesi önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTurkish