İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kara Harekâtı Askeri Açıdan Havanda Su Dövmek, Siyasi Açıdan Yenilgidir

TSK’nin kış mevsiminde gerçekleştirdiği sürpriz kara harekâtının TC devleti adına sonucu, askeri açıdan havanda su dövmek, siyasi açıdan tam bir yenilgidir. Hârekatın bitirildiğini ilan eden Genelkurmay, ciddi bir prestij kaybına uğradı. AKP ise, asıl sorumluluk Genelkurmay’da diyerek TSK ile kurduğu koalisyonun yarattığı olumsuzluklardan kaçmaya çalışıyor.

Çelişki ve şaşkınlık üst düzeyde; öyle ki, resmen harekâtın bitirildiği açıklandığında, gazetelerde Zap’ın kuşatıldığı ve düşmek üzere olduğu, ABD’nin bir an önce geri dönülsün mesajına Genelkurmay’ın itibar etmediği, Afganistan’a çarpışmak üzere asker gönderme gibi bir vaadin olmadığı yolunda haberler okuyorduk. Bütün bunlar askeri propaganda aygıtı misyonu üstlenen ana akım medyanın çok kötü ve beceriksizce yönetildiğini gösterdi.

Sonuç olarak, onlarca askerin niçin ölüme yollandığını herkes soruyor ve gerillaya ciddi bir darbe indirildiğine hiç kimse inanmıyor. Hârekat sırasında yüzlerce teröristin öldürüldüğü ilan edilmiş, ama medyaya verilen görsel propaganda malzemesi arasında bu iddiayı destekleyen görüntülere bir türlü ulaşılamamıştı. Karda kışta gencecik insanların ölüme yollanmasının hesabını soracak aktif bir kamuoyunun şekillenmesi pek mümkün görünmese de, bu işte bir terslik olduğunu düşünen çok geniş bir kesimin olduğu söylenebilir.

Sınır ötesi kara harekâtında olup bitenler, daha önce dile getirdiğimiz birçok tezi destekler niteliktedir. PKK’ye bağlı HPG’nin TSK’nin Güney Kürdistan üzerindeki baskısını bloke etmeye yönelik bir misyon üstlendiğini, Kürt Bölgesel Yönetimi’nin de buna itirazı olmadığını belirtmiştik. Kürt Bölgesel Yönetimi Türkiye’de Kürt sorununa siyasi çözüm talep etmekte, PKK’nin buna itiraz etmeyeceği yolunda görüş bildirmekte ve sorunlarına çözülmesine yardımcı olabileceğini belirtmektedir. Nitekim, siyasi çözüm koşulları yaratılmadan, TC devleti istedi diye PKK’yi karşısına alma niyetinde olmadığını kara operasyonu sırasında göstermiştir.

TSK’nin Kürt Bölgesel Yönetimi’ni PKK’ye yardım ve yataklıkla suçlaması, örneğin yaralı gerillaların hastanelerde tedavi gördüğünü iddia etmesi, aslında ihtiyaç duyduğu peşmerge işbirliğini ima etmektedir. Buna karşılık, Kürt Bölgesel Yönetimi sözcüleri suçlamaların TSK’nin gerilla karşısında zorlanmasından kaynaklandığını, Kandil’i ele geçirmenin bir fantezi olduğunu belirtmişlerdir.

1990’larda peşmerge ve gerilla güçlerini karşı karşıya getiren, PKK’nin Suriye-İran ittifakına bağlı olması ve Güney Kürdistan’da KDP ve KYB’nin bölgesel iktidarını tehdit eder hale gelmesiydi. 2000’lerde durum aynı değil. TSK’nin peşmerge ve gerilla güçlerini karşı karşıya getirme, mümkünse çatıştırma anlayışı çökmüş ve bataklığa saplanmasına neden olmuştur. Bu anlamda, ABD’nin uyarılarını ciddiye alarak geri çekilmenin beklenenden önce gerçekleştirilmesi, Genelkurmay açısından akılcı bir tutum olarak kabul edilebilir. En azından, onlardan yüzlere ulaşması muhtemel asker ölümlerinin önüne geçilmiştir.

Türkiye’de, AKP’nin Kürt kitlelerine dönük kazanımcı ve DTP’nin oy tabanını tehlikeli bir şekilde daraltan performansı, son kara operasyonu ile birlikte düşüşe geçmiştir. 2007 genel seçiminde Kürtler’in AKP’ye oy vermesinin nedeni, temelde sınır ötesi operasyona itiraz etmesi ve Kürdistan’ın savaş alanı olmaktan çıkarılması için gösterdiği çabaydı. Buna karşılık PKK, TSK’nin elini güçlendiren bir siyasi aktör olarak algılanıyor ve özellikle Müslüman kimliğini öne çıkaran Kürtler arasında ciddi kopuşlar meydan geliyordu. DTP’nin Kürt CHP’si görüntüsü çizmesi ve bu toplum kesimlerini temsil edecek kadroları öne çıkarmaması, ister istemez AKP’nin elini güçlendirdi. Fakat, kara harekâtına onay vermesi, AKP’nin Kürtler adına bir çözüm partisi olamayacağını, hatta yıkım politikalarına kolaylıkla destek verebileceğini gösterdi. TSK’nin öngöremediği gerilla direnişi, Kürt sorununda siyasi inisiyatifin tamamen Kürt hareketine geçmesini sağladı. PKK de Kürt hareketini yöneten parti olduğuna göre, “PKK’siz çözüm” politikası derin bir çöküşe sürüklendi.

Önümüzdeki süreçte, Kürt hareketinin ele geçirdiği siyasi inisiyatifi nasıl değerlendireceği önem kazanacaktır. Hali hazırda, Kürt hareketini karasızlığa sürükleyen ve örgütlü bir halk hareketi olmaktan alıkoyan siyasal, sosyal ve kültürel açılım sorunları yerli yerinde durmaktadır. TSK’nin kara operasyonunun başarısızlığa uğraması, savaşın bittiği anlamına gelmiyor. TSK, asıl ve muhtemelen son kozunu bahar ve yaz aylarında oynayacaktır. Kısacası, “PKK’siz çözüm” politikasında ısrarın ortadan kalkacağına ilişkin bir işaret yoktur. Kürt hareketinin çözüm gücü olabilmesi için, taleplerini netlikle formüle etmesi ve mücadelenin merkezine sivil direnişi yerleştirme başarısı göstermesi gerekiyor. “Önce PKK’yi silelim, sonra çözüm gelir” aldatmacasını boşa çıkarmanın ve meseleyi rasyonel bir zemine çekmenin başka çaresi yoktur.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTurkish