İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tiyatroda Seyirci Krizi-I-

Birkaç hafta önce, Hıncal Uluç Sabah gazetesindeki köşesinde özel tiyatroların yaşadığı seyirci kriziyle ilgili bir yazı yazmıştı. Nedim Saban’ın şu değerlendirmesine karşı çıkıyordu: “Haldun Dormen, seyirciyi dolaptan kız çıkarmaya alıştırdı. Her tiyatrodan bu beklenmeye başladı. Biz de bir ara bu tuzağa düştük. Ama tiyatro seyircisinin azalmasında bu basmakalıp işlerin payı büyük…” Hıncal Uluç 1960’lı yılların Türkiye’sinde bulvar komedilerinin yayılmasına ön ayak olan Haldun Dormen’i savunurken, tiyatro seyircisinin oluşturulmasında ve seyircinin derinlik sahibi tiyatro oyunlarına yöneltilmesinde bulvar komedilerinin önemli rol oynadığını belirtiyor. Seyirci kaybına esas olarak anti-burjuva tiyatro hareketinin yol açtığını da ekliyor: “Bu “Epik Devrim” döneminde gençlerin gerçek tiyatroya gitmeleri “Burjuva eğlencesi”.

Hıncal Uluç’un Nedim Saban’ı 1960’ların tiyatro ortamına gönderme yaparak, 12 Eylül darbesinin ardından ‘slogancı tiyatro’ anlayışı çerçevesine sıkıştırılıp yerden yere vurulan politik tiyatroya karşı çıkarak eleştirmesi günümüz tiyatro ortamının anlaşılmasında kafa karışıklığı yaratıyor. Haldun Dormen dahil pek çok tiyatrocu, müesseselerini yaşatmak adına televizyonun kışkırttığı ve ‘televoleleşme’ adi verilen eğlence kültüründen öğeler devşirmeye başlamıştı. Bu trend hâlâ devam ediyor. Bir yönetmen çıkıp sahneye koyduğu oyunu şöyle lanse edebiliyor: ‘Bu oyunda herkesi soydum.’ Üstelik bu “haber” gazeteden kesilip oyunun tanıtım vitrininde sergilenebiliyor.

Bulvar komedileri avam/kentsoylu ayrımından hareketle, belden aşağı vurmayan, cinsel imalar söz konusu olduğunda ölçülü hareket etmeye dikkat eden, kentsoylu aileyi merkeze alan bir tarzı benimser. Buna karşılık örneğin Nejat Uygur, ‘avam’ denilen toplum kesiminin tiyatrocusudur. Onun sahnesinde kentsoylu davranış kalıpları alaya alınır ve bunun yollarından biri de belden aşağı vurmaktan sakınmamaktır. Bugün avam kültürüyle kentsoylu kültür arasındaki ayrımın korunduğu bir dünyada yaşamaktan uzaklaşıyoruz. Asıl tüketici kitlesini oluşturan ‘orta sınıf denilen bir tabakalaşma var: Bu sınıfa kültürel eğilimleri itibariyle ne ‘kentsoylu’ ne de ‘avam’ demek mümkün değil. Kültürel postmodern durumun belirleyici özelliklerinden biri bu.

Türkiye’de postmodern kültürel trend Özal’lı yıllarda hız kazandı. Orta sınıfın genişlemesini hedefleyen bir program uygulamaya konulmak istendi. Fakat körfez krizi ve ardından yaşanan şiddetli savaş orta sınıfın genişleme eğilimini ortadan kaldırdı. Halihazırda Türkiye’de orta sınıf erime eğilimini sürdürmektedir. Tiyatro orta sınıfın zenginliğinin aşınmasına bağlı olarak kültürel tüketimin azalmasından en fazla etkilenen alanlardan birisi. Kendini orta sınıf merkezli bir tüketim anlayışına uydurmaya çalışan tiyatroların başarısızlığı, kapanma noktasına gelmeleri yeniden yapılanmada geç kalmış, hazırlıksız ve en önemlisi Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi yeterli bilinçle kavramaktan uzak olmalarıyla ilgilidir. Bir yandan Kültür Bakanlığı’na dilenerek devletleştirilmeyi talep edip diğer yandan çok az insana ya da kuruma yaşama şansı veren vahşi kapitalizmin kucağında…

Özellikle tek kişilik gösteriler bağlamında Cem Yılmaz-Yılmaz Erdoğan-Beyaz üçlüsünün acımasız piyasa koşullarında gösterdikleri başarı tek başına seyirci karşısında gösterdikleri performansla bağlantılı değil. Tüketicilere ulaşmanın zorunlu koşulu olan “medyatik” olma başarısına sahipler. Bu anlamda holding basınının magazin köşelerinde sık sık görünmek, televizyon programları yapmak, reklamlarda oynamak, vs.zorunludur. Yirmi, otuz ya da kırk yıllık deneyime sahip pek çok tiyatrocunun sorunu mevcut piyasa koşullarına onay vermeleri ama bunun gereklerini yapma becerisinden de enerjisinden de yoksun olmalarıdır. Bugün Türkiye’deki tiyatro pazarı ne belli bir düzene sahiptir ne de çok sayıda tiyatroyu ayakta tutacak tüketici kitlesine.

Önümüzdeki hafta ‘tüketici seyirci’ anlayışını dışlayan alternatif bir seyirci topluluğu oluşturmanın olanakları üzerinde duracağım. Çünkü, tiyatro alanında asil seyirci krizi bu alanda yaşanmaktadır.

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TRTurkish